19 Eylül 2009

BAYRAM GELMİŞ

       Eskiden beri bayramları sevmem.Bayram demek benim için öncesinde 15 gün boyunca yapılan temizlikti,bayramın tamamı yorgunluktu.

    Helede bayram sabahı nedense yağmur arife günü sildiğim camı kirletirdi,bende sabah erkenden camı dışarıdan yeniden silerdim. 

     Sabah erken kalkardık,babam dedemle bayram namazına giderdi.Dedemin abdest alması evlere şenlik:
-Allahım beni garilarin şerrinden koruyasın!Görende fidan boylu babayiğit biri sanardı diyemem ,çünkü çok çelimsizdi.Çok zayıftı.Karnını kuşakla sarardı.Yaz kış kat kat giyerdi.üşüyebilme ihtimaline karşı. 

 Ben hemen yatakları toplardım,çarşafları çırp,aman sakın ihmal etme,düzgün katla,döşeğin içine koy,döşeği kaldır,dolaba götür.Dört yer yatağı toplandıktan sonra ,terlikleri düzelt,ayakkabıları düzelt,annenle kahvaltı hazırla,sofrayı kur,erkeklerin yeni alınan kıyafetlerinin kırışıkları için ütü yap,yemek yendikten sonra hemen topla.

  Bazen toplamadan komşular gelmeye başlardı.Acil bulaşıkları yıka,eğer annen kahveyi yapıyorsa servis için fincanları,peçete serdiğin tepsiye koy,su ekle,daha önce sehpaları çıkar,içeri götür.Misafir gidince hemen somyaları düzelt,kültablalarını boşalt,evi havalandır,fincanları yıka.Tuvaletleri yıka,sık sık kontrol et.

   Hava yağmurlu ise girişi her misafir yolcu edildikten sonra sil. Bu tempo öğle yemeği ve sonrasına kadar devam ederdi.Artık bende annemle birlikte babamın teyzesine bayramlaşmaya gidebilirim.

    Her bayram bir umut ama hiç bir bayram gerçekleşmedi,hiç bayram harçlığı alamazdım.Bu içimde kanayan yarayla yıllarca yaşadım.Kardeşlerim sabah kahvaltıdan sonra büyük teyzelere giderlerdi ve hatırı sayılır harçlık alırlardı. Ama ben anneciğime yardım ettiğim onun işininde hiç bitmemesinden dolayı hep sona kalırdım, hatta dona kalırdım.

   Birtek babacığım, nadiren dedem harçlık verirdi.Elin parası tatlı ya nasıl kıskanırdım kardeşlerimi.Zaten bu karsız ziyaret kısa sürerdi bize misafir gelir,yarım saat dolmadan kalkardık. Misafirlerimiz birbirini görünce daha mesut olur,kalkmayı düşünmeden otururlardı.

    Öğleden sonraki misafirler akraba ,sabah grubu komşular olurdu. Öğlencilere kesin sofra iner kalkar ,tekrar iner,bulaşık yıkanır,çay servis edilir,üstelik-esketek bu çay açık olmuş,biraz dem koy,esketek bu koyu olmuş,ben bunu içersem sabaha kadar uyuyamam. ''Uyuyama inşallah uyuyamıyasıca''ya benzer cümleler sarfederdim.E herhalde içimden.

  Vicdansızlar yerlerinden memnun hara -vara sohbete devam ederlerdi.Benim sabah işlerin çoğunu yüklenme nedenim annemim başına gelecekleri bilmesi ve saat altı- yedide yemek yapmaya başlamasıydı. Ama en acı olay saat dört gibi gerçekleşirdi.

  Babamın teyzesinin torunları gelirdi,benimle yaşıt.-Gülün gülleri döküle-Saç baş yapılı son moda bayramlıklar,makyaj yerinde bende besleme kılıklı ha babam çay getir,de babam bulaşık yıka.İster istemez gıcık oluyordum.Onlara kimse gitmezdi,üçüncü gün biz giderdik.Bizim müşteri çokluğunun nedeni babaanne ve dededen dolayı. Bazen kapının önünde dört araba birikirdi.Zalimler konuşur konuşur konuşurdu.

   Bayram gelmiş neyime?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder